Kahramanımız Rachel her gün trenle yolculuk yapan, alkol bağımlısı, mutsuz bir kadın. "Her gün" trenin penceresinden aynı manzaradaki farklı ayrıntıları incelerken, kendi sıkıcı hayatı içinde bunlara farklı anlamlar yüklüyor.
Rachel'ın özellikle gözetlediği bir ev var. Buradaki çift o kadar "mutlu" ve o kadar "sorunsuz" ki.. Bu çiftin kendi sahip olmak istediği hayatı yaşadıklarını düşünüyor. O kadar kendini bu olaya kaptırmış ki, çifte kendi hayal dünyasında isimler bile veriyor.
Gözetlediği bu ev aslında daha önce kendi oturduğu evin hemen yakınında. Kocasıyla mutlu olduğu günlerin üzerinden bir ömür geçmiş gibi... Rachel bebek sahibi olamayınca alkole bağımlı hale geliyor, kocası Rachel'ı aldatıyor ve diğer kadınla evlenerek ondan çocuk sahibi oluyor.
Bir gün her şey birbirinin aynı şekilde ilerlerken, Rachel o evde kadını öpen başka bir adam görüyor veeee işte kitap buradan sonra başka bir boyut kazanıyor. Bir cinayet ortaya çıkıyor. Bu cinayetin ve aslında kendi gerçekliğinin peşindeki bir kadın haline geliyor Rachel. Beklenmedik bir anda da katille karşı karşıya geliyor.
Cinayet meydana gelene kadar bazen biraz sıkıcı ilerlemiş olsa da, olaylar hız kazandıktan sonra ilgi çekici hale geldi. Özellikle Megan'ın sakladığı sır insanın içini yakacak cinsten... Ayrıca "hiçbir hayat dışarıdan göründüğü gibi değildir" mesajı oldukça iyi verilmiş bence. 2016 yılında kitap sinemaya da uyarlanmış. Sevgiyle tavsiye ediyorum...
Yazar: Paula Hawkins
Çeviri: Aslıhan Kuzucan
Yayın evi: İthaki yayınları
DR: 14,95 TL
İdefix: 14,95 TL
İlkNokta: 14,95 TL
