29 Aralık 2016 Perşembe

Ateşin Şarkısı, Tess Gerritsen

Uzun zamandır çıkmasını hasretle bekliyordum. Tess Gerritsen, yeni kitabı Ateşin Şarkısı ile kendisine neden hayran olduğumu bir kere daha hatırlattı bana.

Hikayede keman sanatçısı Julia, Roma seyahati sırasında bir antikacı dükkanına gider ve enteresan, karmakarışık notalarla dolu bir eseri kendisine hediye olarak satın alır. Eve dönüp Incendio isimli besteyi çalmaya başladığında 3 yaşındaki kızı Lily önce kedilerine sonra da elindeki cam parçası ile Julia'ya saldırır. Bir anne olarak okuyunca, masum bebeğinden korkma hissi beni oldukça etkiledi açıkçası. Gerildim bir hayli. Başta kocası olmak üzere kimse Julia'ya inanmayınca, Julia bu şarkının gizemini nasıl çözecek?

Hikaye ara ara geri dönerek bestenin geçmişteki hikayesini de anlatıyor. Bu bestenin sahibi Lorenzo'nun tutkulu aşkını, aşkı ile ailesi arasında kalışını, İtalya'da Yahudilerin çektiklerini soluksuz okudum. Başlardaki gerilim yerini son sayfalarda derin bir acıya bıraktı. 

Ateşin Şarkısı'nı diğer Tess Gerritsen kitaplarından biraz farklı buldum açıkçası. Genellikle kurgusal hikayeler okumaya alışık olduğum bir yazar olduğu için, tarihsel bir olayı, hem de böyle hassas bir olayı, bu denli detaylı ve açık sözlü yazmış olmasını oldukça etkileyici buldum. Duyguları inanılmaz güzel yansıtmış bence. Her zamanki gibi çok akıcı. Bir gün sürdü ve yine yeni bir kitabını hasretle beklemeye başladım. Son sözüm:) Ateşin Şarkısı'nı büyük bir sevgiyle tavsiye ediyorum.

Yazar: Tess Gerritsen
Çeviri: Cumhur Mısırlıoğlu
Yayın evi: Martı

DR: 12 TL
İdefix: 11 TL

26 Aralık 2016 Pazartesi

Sahilde Kafka, Haruki Murakami

"sessizlik kulaklarla duyulabilen bir şeydir"

Sahilde Kafka, Haruki Murakami tarafından yazılmış okuduğum en ilginç romanlardan biri. Yeni bir favori yazar edinmiş oldum:) Bu yazar ve kitabı hakkında bir şeyler yazabilmem için biraz sindirmem, biraz gözlerimin arkasında gezdirmem gerekti. Çok akıcı bir kitap olmasına rağmen 1 aya yakın sürede okudum. Bulut'un etkisi malum ama kitap da içerdiği metaforlarla buna sebep oldu sanki.. 

Gelelim hikayeye.. Kafka Tamura daha küçük bir çocukken annesi ve ablası tarafından terk edilmiş, Oedipus kompleksinin derinlerinde yüzen bir karakter. Babasının, annesi ve ablası ile birlikte olacağına ve kendisini öldüreceğine dair lanetli kehaneti kişiliğini, benliğini ele geçirmiş. 

Kafka Tamura kehanetini/lanetini de sırtına alıp bir gün evden kaçar. İçinde bir yerlerdeki "karga adlı delikanlı" ona bu içsel yolculuğunda yoldaşlık etmektedir. Kafka Tamura kendini Komura kütüphanesinde bulur. Burada Oşima ile arkadaş olur. Oşima karakteri cinsiyetsizliği ile hayaller ve gerçekler arasındaki kapının bekçisi gibidir sanki. Kütüphane müdürü Saeki hanım kaybettiklerinin ardında zamanı durdurmuş neyi bekliyordur?

II. Dünya savaşı sırasında tuhaf bir olay meydana gelir ve Nakata adlı bir çocuk okuma yazma yeteneğini kaybeder. Bu çocuk kedilerle konuşmaya başlar ve aslında kitabın fantastik ögelerini avucunda tutan en önemli karakterdir. Nakata'nın çıktığı yol, bu yolda karşılaştığı insanların hayatında bıraktığı izler gerçek üstü ve bir o kadar gerçektir. "Bendeniz Nakata pek akıllı değilimdir" ile başlayan sıcacık cümleleri, olayın yan karakteri olup sonuca doğrudan etkisi olan Hoşino'yu etkiler ve birlikte yola çıkarlar.  Kafka Tamura ile Nakata arasındaki bağlantı nedir? 

Kafka yaşamaya başladığı Komura kütüphanesinde lanetli bir aşka tutulur. Bu aşkın gölgesinde kendini arayış, sessizlik, korkusuzluk, korku, geride kalanlar ve kalmak zorunda olanlarla astral bir seyahate çıkar. Kitap 656 sayfa sonra, başladığı gibi metafor denizinde başınızın üzerine basarak sizi boğar ve ölürken ölümsüzlüğe ulaşırsınız. 
Keyifle tavsiye ediyorum. 

Yazar: Haruki Murakami
Çevirmen: Hüseyin Can Erkin (valla tebrikler)
Yayınevi: Doğan Kitap

DR: 26,50 TL
İlkNokta: 28,50 TL
İdefix: 26,60 TL

8 Aralık 2016 Perşembe

Eskilerden..

                  İlk kestiğim çalışmalardan birini buldum:) Eee zaman #tbt zamanı..

Şehirleri içselleştirme:)

Gezmek insanın içine sızan bir ışık gibi... İçimi ısıtan, aydınlatan günler, anılar biriktirdim. İşte o günlerden... Biraz Roma, biraz Prag..