29 Temmuz 2015 Çarşamba

Saint Petersburg'da bir gece güneşi..

Saint Petersburg soğuk. Oysa Temmuz ayının ortasındayız. Hava 20 derece görünüyor. Ruslar sandaletlere geçmiş ama ben donuyorum. Çok yağmur var gerçekten. İlginç olan ise akşam saat 21'den sonra havanın günlük güneşlik olması... İşte heyecanla beklediğim Saint Petersburg gezi notlarım..
İlk durağımız Hermitage müzesi... Biletleri internetten almanız şart!!! yoksa saatlerce önce bilet sırası, sonra içeri girme sırası beklemek zorunda kalabilirsiniz. İnternette biletler 18 dolar. Gişeden alacağınız bilete göre biraz daha pahalı ama inanın değer. Çünkü sabah erken gitmemize rağmen korkunç bir sıra vardı. Elektronik bilet çıktınızı müzenin hemen girişindeki gişeden normal bir bilet haline dönüştürmelisiniz. Sonra bizim gibi o uzun kuyruğun yanından elinizi kolunuzu sallayarak içeri girebilirsiniz.. veeee karşımızda milyonlarca eseriyle Hermitage müzesi.. 
Hepsine bakmak mümkün mü? Aylarımı orada geçirebilirdim. Neyse ki bir ön araştırma ile görmek istediğimiz resimleri, hikayelerini ve oda numaralarını not almışım:) 
 
Tam 6 saat Hermitage müzesini gezdik. Görmek istediğimiz ve müzenin önerdiği tüm resimleri heykelleri gördük... Bayıldık.. 6 saatinin sonunda gözlerimin içi rengarenkti...
Hermitage müzesinin karşısında General Staff binası (Здание Главного штаба) ve İtalyan meydanı ambiyansının tamamlanması için meydanın ortasına yerleştirilmiş Alexander sütununu (Алекса́ндровская коло́нна) görüyoruz. Sütunun üzerinde bir elinde haç olan, diğer eliyle gökyüzünü işaret eden bir melek var. Hermitage müzesinin içinde açık bir pencere, meydanı bütünüyle görme şansı sağlıyor.
Sonraki durağımız Kazan katedrali (Каза́нский кафедра́льный собо́р). İtalya'da bulunan San Pietro Bazilikası'ndan esinlenerek yapılmış bu katedral..
Katedralin hemen karşısında Singer binası var. Eskiden Singer dikiş makinelerini üreten bir fabrikaymış. Şimdi ise yüksek tavanları ile duvarları kitaplarla kaplanmış bir kitapçı. Çatısında bulunan camdan yapılmış küre dikkat çekici..
 
Üst katında bulunan Singer kafede ilk Rus mutfağı denememizi Blini (krep) ile yapıyoruz. Bir tatlı, bir tuzlu sipariş ediyoruz. Tatlı elmalı ve tarçınlı, tuzlu ise kıymalı. Denemeye değer...
Sonraki durağımız Dökülen Kan Kilisesi (Yeniden Diriliş Kilisesi, Voskresenia Khristova). Hikayeye göre bu kiliseyi yaptıran 3. Alexander'in kral babası 2. Alexander, tam bu kilisenin önündeki köprüde bombalı bir saldırı sonucu bacaklarını kaybediyor. O kadar çok kan akıyor ki, oğlu tam bu olayın olduğu noktaya kiliseyi yaptırıyor.. Pek de ölümü anımsatan bir kilise değil bence. Rengarenk.. Bana Hansel ve Gratel masalındaki şekerden evleri anımsatıyor. Gerçekten göz kamaştırıcı olduğunu düşünüyorum. Kilisenin hemen arkasındaki yol çok neşeli, müzik sizi çağıracak... Bence Saint Petersburg'un en güzel noktası burası...
Kilisenin arka tarafından nehir kenarından yürüyerek Mars parkına (Field of Mars, Ма́рсово по́ле)ulaşıyoruz ve sönmeyen ateş  anıtını (Eternal flame) görüyoruz. Sadece görmek değil ellerimi uzatıp ısınıyorum. Ölen askerler için yapılmış bu anıtı ısınma amacıyla kullanmam pek hoş değil kabul ediyorum ama çok soğuk:))

İkinci günü Peterhof yazlık sarayına (Петерго́ф) ayırıyoruz. Gitmek için kırmızı metro hattında Avtovo (Автово) durağında inin. Subway'in (restoran) olduğu tarafa geçin ve oradan 200 ya da 210 numaralı otobüslere binebilirsiniz. 200 no.lu otobüs için 34 durak sonra (Разводная yn. durağı) inebilirsiniz. Otobüsün içinde, yukarıdaki ekranda durak isimleri yazıyor. En uygun yolu bu (3 TL). Bu otobüsler dışında biraz daha pahalı olan minik beyaz minibüsleri ve Hermitage müzesi arkasından kalkan tekneleri kullanabilirsiniz. 

Peterhof sarayının girişinde bir anda gökyüzünü ağaçların kapladığı bir tünelle karşılaşıyoruz. Aşık oluyorum buraya..
Saray bahçesi muhteşem. Çeşme olarak adlandırılan kısımda onlarca fıskiye bulunuyor. İsveç'e karşı elde edilen zafer için yapılmış olan ve merkezde bulunan fıskiye dikkat çekici.. Pedro'yu simgeleyen Samson, İsveç'i simgeleyen bir aslanın ağzını yırtarken görülüyor. Saray bahçesi için bilet 500 ruble. En az yarım gününüzü bu saraya ayırabilirsiniz.
Çeşme aka aka Baltık Denizi'yle son buluyor. Suyun denize ulaştığı yere kadar yürüyoruz. Yağmur suların üzerinde minik dalgalar oluşturarak bizi takip ediyor...
Dönüşte yine yağmur var. Bulutların arasında Trinity Katedrali'nin (Troitskiy Sobor, Троицкий собор) masmavi kubbelerini görüyoruz.
Rus yemekleri ile ilgili olarak ikinci denememiz çorbaları... Borsch (borç) çorbası, bal kabağı çorbası ve kremalı mantar çorbası.. İçtiğimiz en kötü 3 çorba:)
Saint Petersburg'da hayatın aktığı cadde ise Nevsky prospekt (Не́вский проспе́кт)...
Nevky prospekt boyunca yürürken solda bulunan Ostrovsky meydanında, Catherina the great heykeli görülebilir.
Hemen buranın karşısında Yeliseyev (Elisseff emporium) var. İçine kesinlikle girin. Çok eğlenceli bir yer, kendi kendine çalan piyano enteresan bir hava katmış...

Saint Petersburg'un en ünlü alış veriş merkezi Gostiny Dvor'u (Гостиный Двор) görüyoruz. Oldukça övülen bu alışveriş merkezinin çok enteresan bir yanı yok sanki...
Bir kanallar şehrinin ortasındayız. Dolayısıyla her yanda enteresan heykellerle süslenmiş köprüleri görebilirsiniz. Bu köprülerden biri Aniçkov köprüsü (Aničkov dvorec). Nevsky prospekt'in üzerinde.. Köşelerinde vahşi atlar ve onları ehlileştirmeye çalışan eğiticilerinin tasvir edildiği 4 heykel bulunuyor.
Nevsky prospekt'in sonuna kadar yürüyerek St. İsaac Katedrali'ne ulaşıyoruz. Altından kubbe ışıl ışıl görünüyor.
Katedralin kulesine tırmanıyoruz. 200 basamak var. Merdivenler oldukça geniş. Tek sıkıntı döne döne çıkmak sanırım.. Sonunda şehri tepeden görme şansımız oluyor..
St. İsaac Katedrali'nin bulunduğu meydanda (Исаакиевская площадь) I. Nikolay'ın atlı heykelini görüyoruz ve şehirde Pedro hariç birinin böyle heybetli bir heykeli olmasına içerliyoruz:)
Pedro enteresan bir insan. Deli demeyim diyorum ama.. Evine gelen misafirlerini ıslattığı, yemeklerine demir leblebi koyup sonra da dişleri kırılınca şakaa:) diye kahkaha attığı rivayet olunur. Peter the great heykeli St. İsaac Katedrali'nin arkasında, binlerce insan tarafından çekilerek buraya yerleştirilen ve tek parça taştan oluşan bir gövde kısmının üzerinde bulunuyor. Ayağının altında düşmanlarını simgeleyen bir yılanı ezen at ve üstünde Pedro görülüyor.
Peter the great heykelinden Peter ve Paul kalesini (Петропа́вловская кре́пость) görebilmek için Vasilyevski adasında geçiyoruz. Siyasi suçluların, ki bu suçlular arasında Gorki ve Dostoyevksi gibi ünlü yazarlar da var, tutulduğu zindanlar bu kale içinde bulunuyor.
Vasilyevsky adasına geçerken Rostral sütunları görüyoruz. Bu iki kırmızı sütunda, Rusya'nın 4 büyük nehrini simgeleyen tekneler ve bu nehirlerin koruyuculuğunu yapan Poseidon bulunuyor.
Veee gezinin en enteresan kısmı şüphesiz Kunstkamera müzesi (Кунсткамера) oluyor. Rusya'daki ilk müze olma özelliğine sahip olan bu müzenin ilk katında Kızılderililer, Moğollar, Çinliler, Eskimolar, Japonlar, Afrikalılar ve Hintlilere ait antik savaş giysileri, günlük işlerde kullanılan aletler, silahlar bulunuyor. Yaşadıkları evlerin küçük modelleri, bu milletlerin gelenekleri bal mumu heykellerle görselleştirilmiş. Buraya kadar her şey normal görünürken ikinci kat anatomi örneklerine ayrılmış. Kan dondurucu bir sahne.. Yapışık bebekler, doğumsal anomaliler, kulaklar, bacaklar, eller, koca koca sizi izleyen gözler.. Bir korku filmi sahnesindeyim. Fotoğraf çekmek yasak ve ilk defa kimse çekmeye yeltenmiyor. Nesini çekeceksin, nasıl başkalarına göstereceksin... Bir insanın nasıl böyle bir şeyle ilgilenebileceğini sorgulaya sorgulaya o kavanozdan bu kavanoza adeta sürüklendim. Pişman mıyım? İtiraf etmeliyim ki hayır. Gördüğüm en enteresan müzeydi.
Gece 12'de gökyüzü yarı karanlık..

vee son olarak ipuçları..
  • Aeroflot Rusya için kullanabileceğiniz en uygun uçuş firması ancak Ankara-Saint Petersburg direkt uçuşumuzu 2 ay öncesinde Moskova aktarmalı hale getirmesi biraz canımızı sıkmıştı açıkçası. Onun dışında hiçbir sorunla karşılaşmadık. 
  • Havaalanı merkez ulaşımı oldukça rahat. Pulkova 1 terminalinden 39 numaralı otobüse binerek Moskovskaya (Московская) metro istasyonunda inebilir, metroyu kullanarak otelinize ulaşabilirsiniz. 
  • Rusya gezisi için ilk uyarım: "Kiril alfabesi ile savaşmayın" Yanınıza metro haritasının hem kiril hem de Latince harflerle yazılmış halini alın. Takıldığınızda Rusçasını göstererek bineceğiniz hattı bulabilirsiniz.. Ulaşım çok ucuz. 28 ruble bir bilet. Metroyu kullanmaktan çekinmeyin.
  • Tabletiniz varsa internet olmadan offline olarak kullanabileceğiniz haritayı yükleyebilirsiniz. Gerçekten inanılmaz kolaylık sağladı.
  • Ruslar çok yardımsever.. Neden soğuk ve kaba olarak nitelendirildiklerini pek anlamadım. Soru sorduğumuz herkes, İngilizce bilmese bile elinden geldiği kadar yardımcı oldu:)
  • Kızları.... güzel evet:)
  • Yanınızda en azından havaalanından merkeze ulaşabilecek kadar rubleniz olursa çok rahat edersiniz. Küçük miktarlar bulunabiliyor Türkiye'de. Biz ruble ile gittik hiç para bozdurmadık. İdare edecek kadar ruble bulamazsanız da tercihiniz dolardan yana olsun. Ruble TL dönüşümü yaparken, rubleden 1 sıfır atıp, 2 ye bölün. Yani 1000 ruble=50 TL gibi:)
  • Saint Petersburg için kesinlikle kalın bir hırka götürün. Temmuz 11 ve soğuk!! Yağmurluk ve şemsiye olmazsa olmaz.
  • Beyaz geceler Mayıs-Temmuz ayları arasında deniyor. Geceyi tamamen aydınlık görmek için 10-30 Haziran arasını değerlendirebilirsiniz. Temmuz 11'de, 12'de hava yarı karanlıktı artık..
  • Greenwich hotel'de kaldık. Eski bir binada bulunan sevimli bir oteldi. Enteresan duvar resimleri ve süsleri olan bu oteli tavsiye edebilirim. Nerede konaklarsanız konaklayın metroya yakın olmasına özen gösterin bence...
  • ve son olarak iyi eğlenceler diliyorum...

2 yorum:

  1. Mukemmel bir çalışma olmuş.
    Ellerinize sağlık. MAyıs ayında ailecek gitmeyi planladığımız gezi için çok faydalandım. Bir konu hakkında detaylı bir bilgi almak isterim mümkünse;
    Hermitage müzesi için "Neyse ki bir ön araştırma ile görmek istediğimiz resimleri, hikayelerini ve oda numaralarını not almışım."
    demişsiniz. Bunları paylaşmanız mümkün mü? (Eserler ve oda no'ları.)
    Tekrar çok teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii mail adresim hnftnr@gmail.com, bana bir mail atın lütfen, size hazırladığım dökümanı gönderebilirim.
      Faydalanmanıza çok sevindim. Umarım geziniz çok iyi geçer. Sevgiler..

      Sil