17 Kasım 2013 Pazar

sevgili insülin direncim ve ben:)

Önümde bir masa var. Masada kocaman bir çikolatalı pasta, en sevdiğim çikolatalar.. Çizgi karakterler gibi gözlerim yerinden fırlıyor. Yavaşça yaklaşıyorum masaya. Bir tek sandalye var. Yani hepsi benim. Elimi uzatıyorum. Rüyadayım sanıyorum. Değil, hepsi gerçek. Bu rüya değil.. Bir veda.. Hepsini yiyorum. Yanaklarım "şeker" pembesi olana kadar yiyorum... Sonra veda ediyorum.

insülin direci:) ismi çok acayip, öyle "şeker hastalığı" gibi sevimli bir adı da yok.. Üstelik ilk duyunca pek de önemli bir şeymiş gibi gelmiyor.. Aslında şeker hastalığının bir durak öncesi. Şimdi, önümde 2 yol var; ya tatlıya gözlerimi kapatacağım, ya da günün birinde ilaçlara bağımlı olacağım..
 
 
Tabii ki en zor yolu seçiyorum. Şimdi alışma sürecindeyim. Glisemik indeksi düşük bir diyet programına başlayalı 7 gün oldu:) Tam 7 gündür çikolata, pasta, tatlı yemedim:( Diyetin dışına çıkmadım. Doktoruma göre 21 günüm var alışmak için.. Yani her yemekten sonra gelen "tatlı yemem lazım" hissinin geçmesi için:)) Daha gidecek çok yolum var... Yemek yedikten sonra aniden şeker düşmesi "reaktif hipoglisemi" olarak tanımlanıyormuş. "Şımarıklık" değil yani:) Sanırım bunu ancak yaşayanlar anlar..
 
En çok sorulan soru "nasıl anlaşıldı?"
Ailesel bir diyabet yatkınlığının farkında olup, tatlıya bu kadar dayanıksızken bunun başıma gelmemesi pek de olası değildi aslında. Her ana öğünden sonra giderek artan tatlı isteği bunun habercisiymiş meğer ama insan işine gelmeyeni pek görmek istemiyor.. Üstelik Biyoloğum ben, mesleğin içindeyim bir de:))

Neyse, bir kan tahliliyle açlık kan şekeri ve açlık insüline bakıldı.. Testin sonuçlarını ilk elime aldığımda glukoz ve insülin değerlerim normal sınırlarda.. Rahatlıyorum. Ama o referans değerleri diyabeti işaret ediyor. Eğer açlık insülininiz 8'in üzerindeyse insülin direnciniz olabilir. Benim gibi 17'yse:)) yapacak birşey yok... Doktor, "Bir diyetisyenden yardım almalısınız" diyor..

Diyetisyen macerası bir hayli acıklı sonuçlandı tabii. 2 saatte bir yemek yemem, hali hazırda demir depo problemi de yaşadığımdan hergün mutlaka et yemem gereken bir diyetle karşılatım.. Bunlar sorun değil de, "tatlıyı hayatınızdan çıkaracaksınız" demeseydi:( İyi ki gitmişim aslında diyetisyene çünkü internette tam bir bilgi kirliliği hakim.. Siz siz olun mutlaka bir uzman görüşü alın derim ben..

Sonuç gözlerimin etrafındaki çizgiler artık belli oluyor:)) Yolun başındayım.. İnsanlar çok ciddi hastalıklarla, belki de hayatla ölüm arasındaki o ince çizgide yürümeye çalışıyor.. Bu sorun bana vız gelir diyorum. Güçleniyorum.. Daha bu konuda paylaşacak çok şeyim var..

Tatlısız günler:)
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder